Leke Tedavisi Nedir?
Cildimizdeki melanin pigmentinin yoğunluğu cildimizin rengini belirler. Güneş maruziyeti, ilaçlar, gebelik gibi durumlar cildimizdeki melanin yoğunluğunun bölgesel olarak artışına ve lekelenmeye yol açar. Ayrıntılı dermatolojik muayene sonrası lekenin yüzesel veya derin yerleşimi belirlendikten sonra belirlenen spesifik tedavi protokolleri ile lekelerden kurtulmak mümkün.
Leke tedavisinde kimyasal peeling, enzimatik peeling (Cosmelan – Dermamelan), lazer tedavisi veya mezoterapi gibi birçok tedavi yöntemi kullanılabilir.
Kimyasal peeling
Glikolik asit ve trikloroasetik asit (TCA) gibi ajanlar kişinin cilt tipine, lekenin yoğunluğuna ve istenilen cilt parlaklığına göre değişen konsantrasyonlarda kullanılarak; yüzeysel, orta ve derin soyma işlemi yapılır. 3-4 hafta aralıklar ile ortalama 4 seans yapılır. Kış aylarında yapılan bu yöntem ile lekenin yanı sıra ince kırışıklıklar da tedavi edilir.
Enzimatik peeling
Cosmelan-dermamelan sistemi ile enzimatik olarak derideki melanin pigment yoğunluğu azaltılır ve yeni melanin pigment oluşumu da önlenir. Cosmelan yüzeyel lekelerin, dermamelan derin yerleşimli lekelerin tedavisinde kullanılır. Muayenehane koşullarında uzman doktor tarafından yüze uygulanan maske 8-10 saat yüzde kalır. Bu süre sonunda kişi evde kendisi maskesi çıkarır ve kişiye özel devam kiti ile tedaviye devam eder. 1,5-2 aylık periodlar ile kontrole çağrılarak takip edilir.
Lazer tedavisi
Pigmentasyon /leke tedavisinde kullanılan lazer sistemleri lezyonun lokasyonuna ve pigment tipine göre belirlenir. Hedef melanozomlardaki melanin pigmenti olan bu lezyonların yerleşimi kullanılacak lazerin dalga boyunu belirlemekte önemlidir. Leke tedavisinde en sık pigment spesifik Q anahtarlı lazer sistemleri tercih edilir, derin yerleşimli lekelenmelerde etkilidir. Epidermal yerleşimli yani yüzeyel lekelerde CO2 lazerler kullanılabilir. Bu lazerlerde hedef su olduğu için, cildin en üst tabakasında kontrollü hasarlanma ve soyulma oluşturur.
Fraksiyonel Radyofrekans (Altın İğne)
Altın iğne tedavisi nedir?
Yaşlanma süreci, genetik faktörler, çevresel faktörler ve beslenme alışkanlıkları cildimizde yapısal değişikliklere neden olur. Zamanla cildimizdeki kollajen – elastin lif miktarının ve hyalüronik asit miktarının azalması; ince kırışıklıklara, oluklara, sarkmalara ve cansız bir görünüme neden olur. Bu değişiklikleri ortadan kaldırmaya yönelik birçok tedavi seçeneği vardır. Bunlardan biri de cilt altına yüksek enerjili radyo frekans göndererek etki eden altın iğne tedavisidir.
Altın iğne tedavisi nasıl etki eder?
Altın iğne, hedeflenen bölgede cildin alt tabakalarına kontrollü fraksiyonel radyo frekans enerjisi vererek, cilt yüzeyine hasar vermeden cilt altında kollejen sentezini tetikler. Altın iğneler ile sadece hedef dokuya değil, iğnenin geçtiği tüm cilt katmanlarına radyo frekans enerjisi verilmiş olur. Cilt yüzeyine yaklaştıkça da enerji kontrollü bir şekilde düşürülerek deri yüzeyindeki hasarlanma minimuma indirilir. Böylece yazın da uygulanabilir.

Altin İğne Tedavisi Hangi Durumlarda Kullanılır?
- Ciltteki ince kırışıklıklar
- Enflamatuar akne ve akne skarı tedavisinde
- Gözenek sıkılaştırma
- Cilt rejuvenasyonu
- Gıdı-boyun ve dekolte bölgelerindeki sarkmalar ve elastikiyet kayıplarının düzeltilmesinde
- Gebelik sonrası veya kilo alıp-verme sonucu oluşan çatlak tedavisinde
- Leke tedavisinde
Sık Sorulan Sorular
Uygulama yapılacak alan temizlenir ve anestezik krem sürülür. Ucunda altın iğnelerin bulunduğu başlık cilde temas ettirilerek mikro delikler açılır ve hedeflenen derinliğe tam kat radyo frekans enerjisi verilir. Fraksiyonel radyo frekans ile cilt altındaki kollajen sentezi, cilt yüzeyine hasar vermeden tetiklenir. İşlem sonrasında etkinliği artırmak adına çeşitli kokteyller veya Cilt Yenileme Tedavisi uygulanabilir. Uygulama sonrası 1-2 gün sürebilen kızarıklık olabilir. İşlem sonrası günlük hayata dönülür. Herhangi bir kabuklanma veya pullanma görülmez. Her mevsim ve yaş aralığında uygulanabilir.